Uğur Mumcu Caddesinden sahile doğru inerken sol tarafta antik kentin tabelasını göreceksiniz. Buradan sola Fidanlık Caddesine sapıp (Doğal Havuzlara giden yol) köprüyü geçince sağa dönüp İnceağrı Çayı kenarından devam etmak gerekiyor. Burada karşınıza kentin düz kesimde yer alan yapıları Büyük ve Küçük Hamam, Şekerhane Köşkü ve Anıtsal mezarlar çıkacaktır. Yolun bu kısmı toprakdır, tepenin eteğine geldiğinizde taş döşenmiş yol ile karşılaşacaksınız. Bu yoldan devam edip kent giriş merdivenleri önünde yer alan alana arabınızı park edebilirsiniz. Su kemerlerinin bazı bölümleri Uğur Mumcu Caddesi üzerinde yer almaktadır.
Taş yolun sonunda yer alan tepede Ortaçağ Kalesine çıkılan merdivenler bulunmaktadır. Bu yol ile tepeye kaleye çıkabilirsiniz. Yaklaşık 650 basamak çıkmak gerekmektedir. Bu enerjiye sahipseniz tepeye çıktığınız zaman karşılaşacağınız manzara tam bir ödül olmaktadır. Tepeden hem Koru Plajı Doğal Havuzlar hemde yat limanı ve Selinus Plajı ile Kızılin Plajını kuşbaşı seyredebilirsiniz.
Antik dönemde Dağlık Kilikya'nın önemli ticaret limanlarından olan ve tarih sahnesine Prindu Krallığı'nın batı sınırı olarak geçen, İ.Ö. 557-56 da Sallune olarak adlandırılan Selinus; Helenistik, Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde iskan görmüştür. Bugün için görülebilen akropol, agora, büyük ve küçük hamamlar, anıtsal mezarların yer aldığı nekropol, odeon, su kemerleri, kilise ve Şekerhane Köşkü kentin önemli yapılarındandır.
Roma İmparatoru Traianus'un (İ.S. 97-117) Part seferinden Roma'ya dönerken 117 yılı Ağustos ayında bu kentte hastalanarak ölmesi ve küllerinin Roma'ya götürülmesi, Romalılar'ın bu kente olan ilgisini arttırmıştır. Daha sonra Selinus kent sikkelerinde kentin isminin "Traiano Selino" olarak değiştirildiğini görmekteyiz.