EXPO 2016 sergi alanında 5 bin 601 metrekare kapalı alana sahip Restoranlar Sokağı'nda çeşitli plan tipleri, yapım teknikleri ve yörelere göre değişen zengin süsleme ve bezemeleriyle kültürel zenginliğimizin önemli bir parçası olan Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesini temsilen inşa edilen evler tamamlandı. Bulunduğu coğrafyadaki evlerin benzerlerinin yapıldığı Restoranlar Sokağı'nda, Akdeniz Bölgesi'ni temsilen 414 metrekarelik alana Antalya'da Kaleiçi'ndeki Alp Paşa Konağı örnek alınarak Antalya Evi yapıldı.
Marmara Bölgesi'ni temsilen İstanbul Boğaziçi'ndeki Ethem Pertev Yalısı seçilirken, Ege Bölgesi'ni temsilen Bodrum evi yığma taş yapı olarak inşa edildi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni temsilen Diyarbakır'daki şair Cahit Sıtkı Tarancı'ya ait ev seçildi. Doğu Anadolu Bölgesi'ni temsilen Erzurum'un tipik mimari özelliklerini taşıyan Hanağası evi örnek alındı. Restoranlar Sokağı'nda İç Anadolu Bölgesi'ni temsilen dış cephesi kerpiç sıvalı Konya Tartan Evi; Karadeniz Bölgesi'ni temsilen ise Trabzon'daki Memiş Ağa Konağı seçildi.
ORJİNAL YAPIM TEKNİKLERİ KULLANILDI
EXPO 2016'nın en cazip alanlarından biri olacağı düşünülen Restoranlar Sokağı hakkında bilgi veren Proje Mühendisi Halime Şenol, yapılacak evlere karar vermenin uzun bir zaman aldığını söyledi. Şenol, şu bilgileri verdi:
"Her bölgenin bir kaç şehrinde çok özel evler var. Karar vermek uzun zamanımızı aldı. Daha çok, Konya evinde olduğu gibi en orijinal yapım tekniğinin birleştiği şehrin binasına yöneldik. Böyle bir seçim yapıldı. Bütün binaların malzemeleri kendi yöresinden getirildi. İşlemelerde; özellikle İstanbul evinde tavandaki kalem işlerini üniversiteden hocalarımız bizzat boyayarak yaptı. Yani hiçbiri, yerde hazırlanarak tavana monte edilmedi. Diyarbakır evlerinde taşlar arasında kullanılan sıva gidip araştırıldı. Ona göre yapıldı. Yani her evin özelliğine uygun ustalar çalıştırıldı."
Restoranlar Sokağı'na gelen ziyaretçilerin Türkiye'nin 7 bölgesine ait mimari yapı ve kültürü göreceklerini vurgulayan Şenol, sokağı planlarken asıl hedeflerinin, gelen ziyaretçilerin hem geleneksel lezzetleri tatması hem de o bölgeye ait her türlü tavan süslemesi gibi mimari teknikleri görmesi olduğunu söyledi. Şenol, "İçeride; ziyaretçiler her bölgeye ait yemek kültürünü tadarken, oturma düzeninde de, küçük mekanlarda yemek yemeleri gibi psikolojik olarak o bölgeyi hissettirmeye çalıştık" dedi.